
SESLİ KİTAP
Sarnıç
Sait Faik, ilk dönem kitapları sayılan Semaver, Sarnıç ve Şahmerdan'ın ortak özellikleri, yazarın fakir insanları överken, zenginler ve sömürücülere duyduğu kızgınlığı yazmasıdır. Abasıyanık, Sarnıç'ta da emekçiye olan övgüsünü sürdürür. Fakat, kitaba ismini veren Sarnıç isimli hikâyede de açık açık söylediği gibi, yazar aslında grevden ya da ihtilalden söz ediyor olsa da, bu konulara çok hakim değildir. Daha çok duygularıyla hareket etmektedir.
Yazan: Sait Faik Abasıyanık
Seslendiren: Yiğit Vatansever
Sait Faik, ilk dönem kitapları sayılan Semaver, Sarnıç ve Şahmerdan'ın ortak özellikleri, yazarın fakir insanları överken, zenginler ve sömürücülere duyduğu kızgınlığı yazmasıdır. Abasıyanık, Sarnıç'ta da emekçiye olan övgüsünü sürdürür. Fakat, kitaba ismini veren Sarnıç isimli hikâyede de açık açık söylediği gibi, yazar aslında grevden ya da ihtilalden söz ediyor olsa da, bu konulara çok hakim değildir. Daha çok duygularıyla hareket etmektedir.
Yazan: Sait Faik Abasıyanık
Seslendiren: Yiğit Vatansever
16 Bölüm
03:06:07
Sarnıç
Dağın eteğine beyaz minareleriyle sarılmış bu şehrin lisesi, zaman geçtikçe daha canlı, daha berrak hatıralarla bize döner, bizi tekrardan içine alırdı.
11:21
1. BÖLÜM
Kalorifer ve Bahar
Şehrin şimaliyle şarkı arasında surlar... Surların üstünde ve etrafında sefil kulübeler, bostanlar, kenar mahalleler...
18:31
2. BÖLÜM
Beyaz Altın
Şimdiki fırka binaları ile sinemanın bulunduğu yerde servileri, baldıranları ve ısırgan otları arasında kocaman kavuklar, mermer püsküllü fesler yükselen karayosun tutmuş mermerlerin üstünde hüvelbakiler okunan; otları bulutlara karışmış, ağaçları eflaka çıkmış bir mezarlık vardı.
18:43
3. BÖLÜM
Bir Karpuz Sergisi
Birdenbire ellerimi öpmeye başladı. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Şimdi yalnız kıpkırmızı küçük kulaklarını, ensesinin çukuruna düşmüş dumanlı kumral saçlarını görüyorum.
08:31
4. BÖLÜM
Mavnalar
Köprünün üstünde el ayak çekilmişti. Üstünden başından amele olduğu anlaşılan bir adamla, yine aynı yaşlarda elbisesinden gemiciliği dökülen bir başka adam hiç konuşmadan yan yana Üsküdar'a doğru bakıyorlardı.
06:00
5. BÖLÜM
Gece İşi
Ömer, evvelce saçlarındaki mendili uçuran kara yele savrulmuş bir küfürle kadına hücum etti.
10:38
6. BÖLÜM
Hancının Karısı
Yanıma sabahları gözlerimin içine bakan, akşamları beni kapımın eşiğinde bekleyen sarı bir köpek aldım.
06:43
7. BÖLÜM
Loğusa
"Kumköy" Sakarya kenarında, hemen hemen yan yana denilecek kadar kasabaya yakın, kırk beş hanelik bir köydü.
12:07
8. BÖLÜM
Ormanda Uyku
Kaşıkadası'nın kıyılarında yaz geceleri karides ve pavurya yakalayan sandalların ışıklarını, büyük bir çamfıstığının altında bir Tiring Galata kanepesinden seyre daldığım zaman, ta çocukluğumu, büyük bir dut ağacının altındaki sofrayı, sofranın başındaki babamın arkadaşlarını, tabaklara düşen kara dutları hatırladım.
17:49
9. BÖLÜM
Kim Kime
Yukarıki ev, aşağıdan bakıldığı zaman, ideal bir evdir. Gençliğinde hülya kurmuş bakkal, tüccar veya hovardanın oturabileceği; mütekait bir hoca, eserlerini yazan bir romancı, yahut da menfada bir siyasinin son günlerini geçirmek isteyip de geçiremeyeceği evlerden biridir.
10:28
10. BÖLÜM
Park
Galiba parka ilk ben giriyorum. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Yalnız sokaklardan sabah manzarası daha kalkmamış, kaldırımların temizliği daha kirlenmemişti.
14:37
11. BÖLÜM
Gaz Sobası
Köy kahvesinin içi, bu akşam her zamankinden kalabalıktı. Sebebine gelince, kahveci Recep'in şehirden yeni satın aldığı gaz sobasıydı.
15:06
12. BÖLÜM
Plaj İnsanları
Birinin ağzında pipo, ötekinin boynunda akordiyon, saçları cilalı, kısa keten gömleklerinden kıllı, kalın, adaleli kolları gözüküyor; genç güzel iki delikanlı...
14:49
13. BÖLÜM
Davut'un Anası
Ali'nin hatırasındaki doğduğu evin pencerelerinden biri bir kızılcık ağacının, bazıları bir misket asmasının yeşilliğine açılır.
08:33
14. BÖLÜM
Grenoble'da İtalyan Mahallesi
İzer" nehri şehrin ışıklarını yüklenip çikolata, deri ve kağıt fabrikalarının dağıldığı çayırlıkları aydınlatmaya; kanatları çamurlu, çamurlu kanatları ışıklı bir tayyare hali ve gürültüsüyle kaçar giderdi.
04:32
15. BÖLÜM
Marsilya Limanı
Bu hiçbir arzuya benzemeyen bir havadır. İçinde Japon fenerleri yanan bahçeler, karlı dağlar, deniz kestaneleri yenen, koyu katran renkli midyenin rutubeti ile limon kokusu dağılan limanlar, şimendifer camlarına düşen inek resimli köyler, hep bu havanın içinde rüzgarlanmış; hep bu havanın içinde esmiştir.
07:33
16. BÖLÜM
Çerez politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde
çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için
çerez politikamızı
inceleyebilirsiniz.