
SESLİ KİTAP
Ayaşlı ile Kiracıları
Ülkenin ortasında bir şehir, şehrin ortasında bir apartman.
Ayaşlı İbrahim Efendi ve kimi aylarca kalan kimi gecelik değişen kiracıları. Aralarında halim selim tipler de var çapkınlar da, yaşlılar da var gün boyu ağlayan çocuklar da, dolandırıcılar da var kendi yağında kavrulanlar da… Memleketin dört bir yanından gelip hükümet kapısında derdine deva arayanlar, hakkı olanı alabilmek için dilekçe üstüne dilekçe yazanlar.
Bitmeyen dertler, dedikodular, küçük hesaplar, tatlı sohbetler, ölümler, kalımlar, eğlenceler, flörtler, aşklar… Ayaşlı’nın evi tam bir cümbüş…
Memduh Şevket Esendal’ın hayattayken yayımlatabildiği tek romanı olan bu eser, yazarın ifadesiyle “bugünkü cemiyetimizin şiddetli bir tenkidi.”
Ayaşlı ile Kiracıları, 1930’ların genç cumhuriyetinden eğlenceli, ibretlik manzaralar sunan, bir romandan alınabilecek birçok tadı tam kıvamında veren bir roman.
Seslendiren: Tayfun Erarslan
Ülkenin ortasında bir şehir, şehrin ortasında bir apartman.
Ayaşlı İbrahim Efendi ve kimi aylarca kalan kimi gecelik değişen kiracıları. Aralarında halim selim tipler de var çapkınlar da, yaşlılar da var gün boyu ağlayan çocuklar da, dolandırıcılar da var kendi yağında kavrulanlar da… Memleketin dört bir yanından gelip hükümet kapısında derdine deva arayanlar, hakkı olanı alabilmek için dilekçe üstüne dilekçe yazanlar.
Bitmeyen dertler, dedikodular, küçük hesaplar, tatlı sohbetler, ölümler, kalımlar, eğlenceler, flörtler, aşklar… Ayaşlı’nın evi tam bir cümbüş…
Memduh Şevket Esendal’ın hayattayken yayımlatabildiği tek romanı olan bu eser, yazarın ifadesiyle “bugünkü cemiyetimizin şiddetli bir tenkidi.”
Ayaşlı ile Kiracıları, 1930’ların genç cumhuriyetinden eğlenceli, ibretlik manzaralar sunan, bir romandan alınabilecek birçok tadı tam kıvamında veren bir roman.
Seslendiren: Tayfun Erarslan
35 Bölüm
07:06:44
1. Bölüm
Yeni yapılmış büyük bir apartımanın dokuz odalı bir bölüğünde oturuyoruz. Bu bölüğü, Ayaşlı İbrahim Efendi adında biri tutmuş, isteyenlere oda oda kiraya veriyor. Odalar, loşça bir koridorun iki yanına sıralanmış, dizilmiş. Koridorun en sonunda banyo odasıyla mutfak var. Benim odam, koridora girince sağdan birinci kapı.
09:24
1. BÖLÜM
2. Bölüm
Ertesi günü erken, gene bilmem niçin, Halide’yi ararken, mutfakta kısaca boylu, kısıkça sesli, başı yazma yemeni, sırtı örme hırkalı, ihtiyarca bir hanımla karşılaştık, konuştuk. Bu hanım, şoför Fuat’ın anası, Faika Hanım’ın kaynanasıymış. İstanbul’dan, yalnız birkaç gün için oğlunu, gelinini görmeye gelmiş, yirmi gün olmuş daha gidemiyormuş. Oğlu, gelini yalvarıyor, salıvermek istemiyorlarmış.
12:05
2. BÖLÜM
3. Bölüm
Burada, beş numarada oturduğunu, sabah erken beni görmek istediğini Halide’nin söylediği Hasan Bey, doğrudur, benim memleketlim sayılır. En büyük kardeşimiz Rıza Bey’in de yakın arkadaşı idi. Biz Hasan Bey’le bir şehirden değil isek de birbirine yakın iki şehirdeniz.
Bu adama bizim oralarda Karaçimenlilerin Hasan Bey derler.
12:19
3. BÖLÜM
4. Bölüm
Ayaşlı benim yanımdaki odada oturuyor. Kapıdan girince insan kendini Semercinin hanında bir odada sanır: Solda yere serilmiş bir yatak. Bu yatak bazı günler dürülüp köşeye kaldırılır, bazı günler de serili kalır, Ayaşlı üstünde oturur. Kapı arkasında su testisi, ağzında mavi maşrapa kapalı. Kapı karşısında pencerelerin önünde yere serili bir yatak daha... Bunda Ayaşlı’nın oğlu yatar.
13:41
4. BÖLÜM
5. Bölüm
Bu odaya taşındığımın haftasında, bir sabah, işe gitmek için odamdan çıktığım zaman, koridorun loşluğunda, yerde bir kadının yattığını gördüm. Sokuldum. Halide. Bayılmış, yatıyor. Hemen Faika’nın odasının kapısını vurdum. Ayaşlı, Fuat evde imişler. Koştular, Halide’yi Faika’nın odasına kaldırdık. Biraz sonra ayıldı.
09:49
5. BÖLÜM
6. Bölüm
Halide bizim Fahri’nin verdiği ilaçları alınca biraz düzelir, canlanır gibi oldu ama bu canlanışı Hasan Bey’in bitişiğindeki odada oturan eski konsoloslardan Şefik Bey’e yaramadı; aralarında bir kavga oldu, Halide, Şefik Bey’i dövmeye kalktı.
12:39
6. BÖLÜM
7. Bölüm
Apartmanımızın sekiz numarasında bir ufak çocukları ile genç bir karı-koca oturuyorlar. Erkek, Abdülkerim Bey, alçarak boylu, esmerce, Moğolsu suratlı, güler yüzlü bir adam. Karısı İffet Hanım, İstanbullu bir kız. İstanbul’un Üsküdar’ından imiş, rengi solukça, zayıfça bir kadın. Çirkin değil, amma nasıl demeli, zavallı suratlı. İstersiniz de ona bir mevki veremezsiniz.
12:52
7. BÖLÜM
8. Bölüm
Altı numaralı oda boştu. Burada bir Yahudi kadın terzisi oturuyormuş, kızmış. Birkaç kişi geldi gezdi, tutan olmadı. Ben banka arkadaşlarından biri tutsun diye istedim, bir arkadaş tutacaktı, sonradan caydı. Karısı geleceğini yazmış, bir oda içinde olamayacaklarını düşündü, tutmadı. Bu arada Ayaşlı’nın eski bildiklerinden biri gelmiş, onu buldu getirdi odaya yerleştirdi. Ona biraz eşya da aldı.
13:11
8. BÖLÜM
9. Bölüm
İskender’in bize bir iyiliği de, dairemizin yedi numarasında oturup da bizimle daha hiç konuşmamış olan bir karı-koca ile bizi tanıştırması, konuşturması oldu.
Her gün bir ihtiyar hizmetçi kadın gelir, bu yedi numaradakilerin odalarını toplar, temizler, sonra da gece geç saatlere kadar kalır, hizmetlerini eder. Çünkü bu karı-kocanın her gece misafirleri oluyor, ikiye üçe kadar oturuyorlardı. Kendileri dışarı çıksalar onlar da erken dönmezler.
10:09
9. BÖLÜM
10. Bölüm
Turan Hanım’ın kocası Hâki Bey, Gelibolu yahut Çanakkale taraflarında bir tekke şeyhinin oğlu imiş. Bu şeyhin büyükbabaları da Midilli adasından buralara gelmişmiş. Hâki Bey kısaca boylu, tombul, sarışın, beyaz tenli, az şaşı gözlü, eli ayağı ufak, otuz beş, kırk yaşlarında görünür bir adam. Turan Hanım kocasının kırkla elli arasında olduğunu söyler.
14:02
10. BÖLÜM
11. Bölüm
Dokuz numarada gençten, saz benizli, gölge gibi bir adam oturuyor. Görseniz bu adamı seversiniz. Ben onu sabahleyin havlusu omzunda, tıraş olmak için hamam odasına giderken görürdüm; dudaklarında tatlı bir gülümseme, duvara çekilir, size yol verir, sessizce odasına girer.
14:57
11. BÖLÜM
12. Bölüm
Akşam yemeğine Doktor Fahri’ye gitmiştim. Yemekten sonra onu hastaya götürdüler. Yalnız kaldım. Biraz bekledim, kitapları karıştırdım, doktor gelmedi. Eve döndüm.
13:34
12. BÖLÜM
13. Bölüm
Bir gece gene biz bize Turan Hanım’ın odasında oturuyorduk, ansızın Orhan iki misafir beyle geldi. Misafirlerin kılık kıyafetleri, tavırları, odadakilere, bunların oyuncu olmadıkları, hatırlı adamlar oldukları kanaatini vermiş olacak ki, daha onlar ayakta, oturmak için yer ararlarken Ayaşlı, Hasan Bey, Abdülkerim, Hâki odadan sıvıştılar. Onların arasında ben de çıktım. Odada yalnız İskender, Şefik Bey, bir de hanımlarla yeni gelenler kaldı.
10:35
13. BÖLÜM
14. Bölüm
Halide gidiyor; geldi benim elimi öptü, ağladı. Ben de onun yüzünden öptüm, okşadım, para verdim, onu avutacak iyi sözler söyledim, gitti. Arkasından acıdım. Kimse yarın ne olacağını bilmez ama bu zavallılar büsbütün karanlığa saplanmış, gidiyorlar. Ne olacak, herif bunu alacak mı? Çocuk ne olacak? Bu çocuğa bakabilir mi?
14:06
14. BÖLÜM
15. Bölüm
Yılbaşında bankanın raporları, hesapları için evde çalışıyorum. Bir gün, bir öğleüstü yemek yedim, divanın üstüne uzandım, dinleniyordum. Kapı vuruldu. Turan, arkasında pijamasıyla odama geldi. Şaşırdım. Bu kıyafette onu hiç görmemiştim.
12:48
15. BÖLÜM
16. Bölüm
Bir yemeğine Ayaşlı, Abdülkerim’e yenilmiş. Kış, bir cuma günü, hepimiz yemeği bir yerde yiyeceğiz.
12:48
16. BÖLÜM
17. Bölüm
Bu dokuz oda içinde geçen ve beni artık usandırmaya başlayan bu yaşayış, kışın son günlerinde bir değişikliğe uğradı: Banka beni, bir işi anlamak ve bir rapor vermek için Adana’ya yolladı.
11:28
17. BÖLÜM
18. Bölüm
Ziynet bir gece odama geldi, gene benden para istedi.
11:36
18. BÖLÜM
19. Bölüm
Turan’ın pek yakın dostlarından Süsen Hanım; otuz yaşlarında, ince, çelimsiz, temiz giyinmeye pek düşkün sevimli bir hanım.
13:35
19. BÖLÜM
20. Bölüm
Süsen Hanım’ın bana gelip bir kız için iş istediği günün ertesi, sabah erken, giyindim, odamdan çıkacağım sırada Ziynet kapıyı açtı:
“Sizi bir kız görmek istiyor” dedi.
11:27
20. BÖLÜM
21. Bölüm
Cavide geldikçe ne konuşuyoruz? Hiç, şuradan buradan! Artık eskisi gibi evlenmek lakırdıları ettiğimiz de yok. Ona bir iş de aramıyoruz. İki eski arkadaş gibiyiz. Yanına bile oturmuyorum.
11:05
21. BÖLÜM
22. Bölüm
Turan’la konuştuktan birkaç gün sonra bankada, odamda oturuyordum. Cavide için kendisinden, iş aramasını rica ettiğim arkadaş geldi.
11:15
22. BÖLÜM
23. Bölüm
Ben bizim dairenin kapısını kapalı tutmayı bunlara öğrettim. Arasıra açık kalırsa önüme gelene bağırdım, sonunda hepsi öğrendiler. Eskisi gibi rast gelen dalmaz oldu.
12:47
23. BÖLÜM
24. Bölüm
Turan gitti, bir ay kadar başımız dinç yaşadıktan sonra, günün birinde ansızın bir büyük tasaya düştük. Hasan Bey’e inme indi.
10:29
24. BÖLÜM
25. Bölüm
Ertesi günü Hasan Bey’e uğradığım zaman onu çok değişmiş, iyileşmiş gibi gördüm: Açılmış, gözleri iyi bakmaya başlamış, lakırdı bile etmiş.
11:20
25. BÖLÜM
26. Bölüm
Ertesi günü hastaneye gittim. Hasan Bey’in beni görmek istediğini söylediler. Onu iyileşmiş, daha açılmış buldum. Beni görünce sevindi, ağlar gibi oldu.
11:06
26. BÖLÜM
27. Bölüm
On gün kadar iyi gittikten, bizi umutlandırdıktan sonra, Hasan Bey, bir gece, birdenbire bozularak, uzun süren bir can çekişme devresi geçirip bir ikindiüstü öldü.
09:45
27. BÖLÜM
28. Bölüm
Hüseyin Bey’den kalan odayı tutan fotoğrafçılar, Abdülkerim’in çocuğunun ağlamasından bezmiş. Ayaşlıya haber yollamışlar.
12:08
28. BÖLÜM
29. Bölüm
Benim yaşayışım gün geçtikte tatsızlaşıyor. Ne ben kimseyi seviyorum, ne kimse beni arıyor. Kendimi avutacak bir Turan bile yok.
11:30
29. BÖLÜM
30. Bölüm
Herkes çekilip gittikten sonra Fahri’ye;
“Yavrum, bu iş olmuş” dedim, “şimdi yalnız kızı istemek kalıyor ki onu da yarın ben yaparım.”
Fahri yüzüme baktı
11:28
30. BÖLÜM
31. Bölüm
Selime Hanım için yazdığım mektuba on gün sonra cevap geldi. Anlaşıldı ki, buradan giderken Selime, üzüntüden, yorgunluktan hastalanmış, orada da epey zaman hasta yatmış. Şimdi iyi imiş. Hastalığı bana yazdıklarını istememiş.
13:23
31. BÖLÜM
32. Bölüm
O başı kesik insan gövdesi, gecelerce gözümün önünde yuvarlandı, horladı, bağırdı durdu. Ağır kokusu, günlerle burnumdan gitmedi. Günlerce hep Şefik Bey’in öldürüldüğünü, kafasının kesildiğini düşündüm.
15:23
32. BÖLÜM
33. Bölüm
İki-üç gün Selime ile konuştuk ve çok iyi anlaştık, yalnız aramızda evlenmek lakırdısı olmadı. Her gün ben ona gidiyorum, oturup konuşuyoruz. Onu bıktırmamak için yanında çok kalmıyorum.
13:10
33. BÖLÜM
34. Bölüm
Selime ile evlendik. Nikâhımız Fahri’nin nikâhı ile birlikte oldu. Fahri’nin düğünü üç ay sonra olacak. Biz Selime ile düşündük, ayrıca düğün yapmak bize elvermeyecek; nikâhımız olduğu günün gecesi, otelde odalarımızı birleştirmeye sözleştik.
14:50
34. BÖLÜM
35. Bölüm
Ayaşlı bu sene de o daireyi tutabilseydi, üç ay daha eşyamı orada bırakacaktım. Çünkü ben izin alıyorum, üç ay gezeceğiz. Ayvalık’a uğramak istiyorum, Karadeniz kenarında bir köyde, bir zaman kalacağız. Ormanlarda gezeceğiz.
09:45
35. BÖLÜM
Çerez politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde
çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için
çerez politikamızı
inceleyebilirsiniz.